Okul Öncesi Cinsel Eğitim

Cinsel Eğitim Cinsel Sağlık Çocuk Cinselliği Haber

Okul öncesi çocuklarda cinsel eğitim verilmesi görevi anne babalara düşer ve çocuğun sağlıklı gelişimi için bu zorunludur. Çocuğun kendi cinsiyeti, cinsiyet özellikleri ve cinsel gelişimi hakkında bilgi sahibi olmaması ruhsal sorunlara zemin oluşturur.  Bunun örnekleri:

  • Cinsiyetine uygun rolü benimseyememe,
  • Kız-erkek arkadaşlığını becerememe,
  • Karı-koca ilişkilerini yürütememe,
  • Anne-çocuk, baba-çocuk ilişkilerini düzenleyememedir.

Dolayısıyla çocuklar, gençler, hatta yetişkinler, ihtiyaçları doğrultusunda, cinsiyet, cinsel gelişim ve cinsel yaşam konusunda eğitim almalıdır.

İnsan cinselliği doğumdan ölüme kadar sürer ve belli bir yaştan önce başlaması veya belli bir yaştan sonra bitmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla cinsellik hakkında bilgilenmenin veya cinsel eğitimin yaşam boyunca sürmesi gerekir. Ancak cinsellikle ilgili bilmek istediklerimiz veya bilmemiz gerekenler  her yaşta aynı değildir. Örneğin; 70 yaşındaki bir erkek, aktif cinsel yaşamının daha ne kadar süreceğini merak ederken menopoz öncesi bir kadın, menopozun vücudunda ve cinsel yaşantısında ne gibi değişikliklere neden olacağını bilmek ister. Benzer biçimde 12 yaşındaki bir erkek ya da kız çocuğun merakı ise ergenlik ile onun getirdiği bedensel ve duygusal değişikliklere odaklanmıştır.

Bu yaşam dönemlerinin en önemlisi ise 0-6 yaş dönemidir. Çünkü bu yaşta edinilen bilgiler erişkin yaşa gelindiğinde cinsel tutum ve davranışların sağlıklı olması açısından belirleyicidir. Ayrıca bu yaşlarda bir erişkin gibi bağımsız ve aktif olarak merak edilen cinsel konuların çeşitli kaynaklardan araştırılıp öğrenilmesi de mümkün değildir. Henüz okul ve öğretmenler de çocuğun hayatına girmediğinden 0-6 yaş çocuklarda cinsel eğitim aile içinde verilmelidir. Okulöncesi dönemdeki çocukların en çok merak ettikleri konular: kız-erkek farklılığı, hamilelik, doğum ve anne-baba ilişkisidir.

Okul öncesi çocuklarda cinsel eğitim verirken gerekli temel bilgileri şöyle özetleyebiliriz:

0-18 ay

-Bebek kucağa alınma ve okşanmayla bedensel teması ve bundan haz almayı öğrenmeye başlar.

Doğduğu andan itibaren çocuğun en değerli oyuncağı kendi bedenidir. İlk aylardan itibaren çocuk elini ayağını hareket ettirir, başını çevirir, parmağını ağzına götürür, parmaklarını seyreder.

-Cinsel kimlik ve cinsel rol gelişimi başlar yani bebekler, kız veya oğlan olduklarını anlamaya ve buna uygun davranmaya başlarlar.

-Kendiliğinden erkek bebeğin penisinde sertleşme ve kız bebeğin vajinasında ıslaklık olur.

-Bir yaş civarında bebeklerin çoğu bedeninin farklı kısımlarını keşfeder, kendini aynada seyreder, farklı organlarıyla oynar. Cinsel organlarını keşfeder ve dokunmaktan hoşlanır.

18 ay-3 yaş

-Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuk cinsel bölgenin daha fazla farkına varır. İki-üç yaş dolaylarında, çocuk giydirilip soyundurulurken annesinin elinden kurtulur, giyinmeyi reddeder, ortalıkta çıplak dolaşır, göbeğini eller, cinsel organı ile oynar. 

-Kendi bedenini keşfettiği bu sırada, annenin göğsüne dokunmaktan hoşlandığı, çıplak babasını seyretmekten zevk aldığı, karşı cinsten bir çocukla karşılaştığında onun cinsel organını hayretle izlediği görülür. 

-Kendi cinsiyetinden emindir ancak bunun kalıcı olup olmadığını bilmez.

-Diğer çocuklara kız veya oğlan oluşlarına yani cinsel kimliğine göre farklı davranmaya ve onların davranışını kabul etmeye başlar.

-Cinsel organlar ve bedensel fonksiyonlar için kelimeler öğrenir. Bu dönemde çocuğa cinsel organların doğru terimlerle tanıtılması gerekir. İdeal olanı tıbbi terimlerin (vajina ve penis) öğretilmesidir. Anne-baba ve bakıcıların cinsel organlara lakaplar takması, mastürbasyona karşı olumsuz tavır takınması doğru değildir.

-Bedensel temasa, öpülüp sevilmeye duyulan ihtiyaç devam eder.

3-4 yaş

-Bebeklerin nereden ve nasıl geldiklerine dair sorular sormaya başlar. Üreme bu yaştaki çocukların anlaması için çok karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle bebeklerin nasıl olduğuna dair bilgiler defalarca tekrarlanmalıdır.

-Akranları ve oyuncaklar aracılığı ile cinselliği anlamaya çalışır. “Doktorculuk” ve “Evcilik” oynayarak kadın ve erkek vücutları arasındaki farklılıkları öğrenmek için çabalar.

-Başkalarının tuvalette ne yaptığını merak eder. Yetişkinlerin argo konuşmalarını taklit eder.

-Hangi davranışların sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu anlamaya başlar. Toplum içinde ve özel mekanlarda nasıl davranılması gerektiğini kavrar.

-Özellikle erkek çocuklarda cinsel bölge duyumu artmıştır ve çoğunlukla da üzgün olduklarında cinsel organlarını tutarlar.

5-6 yaş

-Bebeklerin nasıl oluştuklarından ziyade nasıl doğduklarıyla ilgilidirler. Arkadaşlarından cinsellikle ilgili doğru olmayan bilgiler edinebilirler. Böyle bir durumda anne-babanın çocukları ile cinselliği açıkça tartışıp konuşması ve doğru bilgiler vermesi uygundur.

-Giyinirken veya banyoda yanlarında kimsenin bulunmasını istemezler.

-Cinsiyetler arası farklılıklara karşı daha duyarlı olmaya başlarlar. Kendi cinsiyetinden çocuklarla arkadaş olma eğilimi gösterirler ve kadın/erkek rollerine olan ilgileri giderek artar.

-Cinsel oyunlar ve mastürbasyon devam eder.

-Açık-saçık, müstehcen kelimeler kullanmaya başlar.

-Daha az olmakla birlikte bedensel temasa ihtiyaç duyar.

-Vücuduna sahip çıkmayı ve kendisine uygunsuz biçimde dokunulduğunda “hayır” demeyi bilir.

Okul öncesi çocuklarda cinsel eğitim ile ilgili bazı başka noktalar

  • “Çocuğun anne veya babasını çıplak görmesi sakıncalı mıdır?,
  • Çocuğun önünde çıplak dolaşmak mı doğrudur, çıplak dolaşmamak mı?
  • Hangi yaşa kadar çocuk anne veya babasıyla banyo yapabilir?” gibi sorular da uzmanların sık sık karşılaştıkları sorulardır.

Çocuğun önünde çıplak dolaşmak, çocukla beraber banyo yapmak, bazı ailelerin yararlı, bazılarının hatalı buldukları davranışlardır. Çocuğun önünde çıplak gezmeyi öneren veya yasaklayan bir kuram yoktur. Bu davranışlardan birinin tercihi, ailenin prensiplerine, ailenin almış olduğu eğitime, ailedeki ayıp, yasak, günah anlayışına bağlıdır. Çıplak dolaşmanın yararını savunanlar, çocuğu küçük yaşta cinsiyet farklılığı konusunda bilinçlendirdiklerini, cinsiyet konusundaki yasak ve tabuları yıktıklarını ileri sürerler; çıplak dolaşmanın zararlı olduğunu düşünenler, cinsiyet konusunda çocuğu erkenden uyarmanın sağlıklı olmadığını, çocuğu ürküttüğünü savunurlar. Bu arada uygun olan davranış, her ailenin kendi ahlak ve eğitim anlayışına uyan modeli seçmesi ve sürdürmesidir. Ailenin tercihi ne olursa olsun, çocuğun çıplaklık ile ilgili bazı davranışları hoşgörü ile karşılanmalıdır. Odasında giyinen annesini veya banyoda soyunan babasını, kapı aralığından merakla gözetleyen çocuk azarlanmamalı, çocuğun merakı ayıplanmamalı, sorduğu sorulardan ötürü çocuk cezalandırılmamalıdır, aksine çocuğun merakını dile getirmesine fırsat yaratılmalıdır.

Ailelerin sık sorduğu diğer bir soru da, çocuğun ana – baba yatağına alınmasının sakıncalı olup olmadığıdır. Çocuğun annesi ile aynı yatakta yatması, babası ile beraber yatması, geceyi ana – baba yatağında geçirmesi, sürekli anne baba ile aynı odada ve aynı yatakta yatması, eğitimcilerin de ruh sağlığı uzmanlarının da onaylamadıkları durumlardır. İdeal olan çocuğun kendi odasında, kendi yatağında uyumasıdır. Ailenin tek bir odayı paylaştığı durumlarda, çocuk ebeveyn yatağını paylaşmamalı,  ayrı bir yerde yatmalıdır.

 

Okul öncesi çocuklarda cinsel eğitim