Şizotipal kişilik bozukluğu

Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Kişilik Bozuklukları

Şizotipal kişilik bozukluğu (schizotypal personality disorder) çok ciddi bir hastalıktır ve kişinin bu durumda neredeyse hiç yakın ilişkisi yoktur. Bu kişiler olaylara dışsal tepki vermek yerine tepkilerini içlerinde yaşarlar. Ayrıca sosyal ortamlarda aşırı derecede heyecan, alınganlık, kuşkuculuk ve kaygı yaşarlar. Gerçekliğe yabancılaşmışlardır. Garip, büyüsel inanışları, aşırı tuhaf batıl inançları, gerçekte var olmayan kişilerden mesaj aldığına yönelik düşünceleri vardır. Duygu, düşünce ve davranışlarında dağınıklık söz konusudur. Konuşmalarının net olmaması, davranışlarındaki gariplik, kişilerarası ilişkilerinin bozulmasına yol açar.

Şizotipal kişilik bozukluğu, paranoid kişilik bozukluğu ve şizoid kişilik bozukluğu gibi  “eksantrik kişilik bozukları”  yani A kümesi kişilik bozuklukları kapsamındadır.

Şizotipal kişilik bozukluğu ve şizotipal kişilik özellikleri olan kişilerde görülen belirtiler şunlardır:

Konuşulanların kendi ile ilgili olduğunu düşünme eğilimi çok ağır basar. Söylenenleri, tutumları ve bakışları son derece çarpık algılarlar ve bunlara aşırı ve gerçekdışı anlamlar yüklerler.

Başlarına gelen ve etraflarında olup bitenlerin nedenleri ve oluş şekilleri ile ilgili tuhaf ve acayip yorumlarda bulunurlar ve kendi yaptıkları yorumlara hiçbir makul ve gerçekçi değerlendirme yapmadan ciddi bir biçimde inanırlar.

Belirsiz, ayrıntıcı ve basmakalıp konuşurlar. İfadeleri arasında bağlantı olmadan konudan konuya atlarlar, aynı şeyleri tekrar edip dururlar. Karşısındaki kişi hiçbir şey anlamadığını belirtse de bu konuşma biçimini sürdürürler.

Alışık oldukları sosyal ortamlarda bile aşırı kaygı yaşarlar. Sık görüştükleri ve kendisine yakın davranan kişilerle bile nedenini tarif edemedikleri şekilde endişeli olurlar. Bir an önce orayı terk etmek isterler.

Bedensel algıları bozuktur ve vücutlarında sanki bir böcek dolaşıyormuş gibi hissedebilirler. Bedenlerinde bir bölgenin büyüdüğünü, ağırlaştığını, şekil bozukluğu oluştuğunu hisseder ve buna inanırlar.

Şizotipal kişilik bozukluğunda, şiddetli sosyal anksiyete, düşünce bozukluğu, paranoid düşünceler, derealizasyon, geçici psikoz ve çoğu zaman sıra dışı inançlar bulunur.

İyi ilişkiler kurmakta zorlanan bu hastalar, genellikle gerçeklikleri çarpıtırlar. Bu sebeple hastaların şizofreni benzeri belirtiler gösterebildikleri ortaya konmuştur. Garip konuşma tarzları ve ilginç giyimleriyle hemen dikkat çekerler. Sohbet esnasında hiç beklenmeyen tepkiler verebilirler, cevap vermemeyi tercih edebilirler ya da kendi kendilerine konuşmaya başlayabilirler. Hastalar genellikle yaşadıkları olaylardan çok basit sonuçlar çıkarabilirler. Büyülere ve üç harflilere çok büyük merak duyarlar. Falcılıkla, cincilikle uğraşan insanların büyük bir bölümünde bu hastalık görülmektedir. Hastaların büyük bir bölümü ruhlarla, görünmeyen varlıklarla ilişkilerinin olduğunu iddia ederler. Buna kendileri de yürekten inanırlar. Yolda yürürken birisi kendisine baksa, bakan kişinin cin olduğunu düşünebilir ve bu yüzden kendisine baktığını iddia edebilir.

Şizotipal kişilik bozukluğu
Şizotipal

Şizotipal kişilik bozukluğu olan hastalar, genellikle aile üyelerinin ikna etmesiyle tedavi olmayı kabul ederler. Bunun dışında tedavi olmak istememeleri sık karşılaşılan bir durumdur. Çoğu zaman depresyonda hissettikleri için ya da şiddetli anksiyeteleri olduğu için doktora giderler. Böyle durumlarda psikiyatri uzmanının hastaya ve yakınlarına durumu ayrıntılı biçimde anlatması gerekir. Tedavi sürecinde doktorun hastayla kuracağı güvene dayalı ilişki oldukça önemlidir.

Hastanın ruhsal muayenesinde  önemli noktalar:

  • İnsanları ve olayları algılayış ve yorumlama şekli
  • Duygusal tepkilerin uygunluğu
  • İnsanlara veya ilişkilere yaklaşım şekli
  • İkili ilişkilerdeki tutumu
  • Duygusal davranışları
  • Kimliğinden haberdar olma
  • Gerçeklik bilinci
  • Davranış ve dürtü kontrolü

Hastalığın hem genetik hem de çevresel etkilerle oluştuğu düşünülmektedir.

Ailede kişilik bozuklukları veya diğer akıl hastalıkları öyküsü

Çok değer verilen birinin ölümü

Çocukluk döneminde tacize ve istismara uğrama

Dengesiz veya travmatik aile hayatı

Beyin kimyasındaki ve yapısındaki farklılıklar

Şizotipal kişilik bozukluğunun tedavisinde hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi yapılmaktadır. Bu hastalığa sahip insanların kendileri için uygun işlerde çalışmaları ve yine kendileri için uygun sosyal aktivitelerde bulunmaları, tedavi sürecinde üzerinde durulması gereken konulardır.

Psikoterapi

Bir ruh sağlığı uzmanının, hasta ile kuracağı ilişki genellikle güvene dayalı olmalıdır. Hastanın, terapide kuracağı güven dolu ilişki, o hastanın başkaları ile de güvene dayalı ilişkiler kurmasını ve buna bağlı olarak da sosyalleşmeye başlamasını sağlar. Psikoterapiler sayesinde hastalar, kötü düşüncelerden kurtulabilir ve tuhaf davranışları azaltabilir. Bulunduğu ortama uygun hareketler yapmaya ve uyum sağlamaya başlayabilir.

İlaç Tedavisi

Şizotipal kişilik bozukluğu için belirlenmiş net bir ilaç bulunmamaktadır. Hastanın durumuna ve tedavinin sürecine göre çeşitli ilaçları, psikiyatri uzmanı belirler. Genel olarak hastalarda hem düşünce ve algı bozukluğu hem de depresyon ve kaygı bozukluğu görüldüğü için, antipsikotik, anksiyolitik  ve antidepresan ilaçlar kullanılabilir.

Destekleyici Tedaviler

Şizotipal kişilik bozukluğu yaşayan hastalar, hayatları boyunca bir takım semptomları yaşamaya devam edebilirler. Zorlukları aşabileceklerine inanmaları, kişisel güven duygularının arttırılması ve sosyalleşme açısından destek görmeleri durumunda, zamanla iyileştikleri görülür. Hastaların tedavi sürecinde ve sonrasında kuracağı sosyal ilişkiler çok önemlidir. Güven temelinde kurulan ve devam ettirilen arkadaşlıklar ve aile desteği işlevsel olmalarında mühimdir.

Hastaların günlük yaşamları için bir rutin oluşturmaları ve bunu sürdürmeleri çok faydalı olur. Düzenli uyumak, spor yapmak ve reçeteli ilaçlarını düzenli içmek önemlidir.

 

Tanı Kriterleri  (DSM-5)

A– aşağıdakilerden en az beşi ile belirli, erken erişkinlikte başlayan ve değişik bağlamda ortaya çıkan, yakın ilişkilerde birden rahatsızlık duyma, toplumsal ve kişilerarası eksikliklerin yanı sıra bilişsel ve algısal çarpıtmalar ve sıradışı davranışlarla giden yaygın bir örüntü;

1- Alınma düşünceleri

2-Davranışları etkileyen alışılagelmişin dışında inançlar ya da büyüsel düşünme

3- Olağandışı algısal yaşantı, bedensel yanılsamalar

4- Olağana aykırı düşünce ya da konuşma

5- Kuşkuculuk ya da kuşkucu düşünceler

6-Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım

7- Sıra dışı davranış ya da görünüm

8- Birinci derece akrabalarının dışında yakın arkadaşlarının olmaması

9- Yakınlaşmayla azalmayan toplumsal kaygıya kuşkucu korkular eşlik eder.

B– Yalnızca şizofreni, iki uçlu bir bozukluk, psikoz özellikleri gösteren depresyon bozukluğu ya da otizm açılımı kapsamında bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmaz ve başka bir sağlık durumunun fizyolojik etkilerine bağlanamaz.